Cumhur İttifakı’nın Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aydın Ayaydın, sivil toplum kuruluşlarına yönelik gerçekleştirdiği ziyaretlerle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ziyaretlerini “tarihi” olarak nitelendiren Ayaydın, uzun yıllardır diyalog kurulmamış STK’lerle buluşarak yeni bir belediyecilik anlayışının sinyallerini verdi.
Ayaydın, STK ve meslek odalarıyla yalnızca itiraz süreçlerinde değil, planlama sürecinin başında bir araya gelinmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu kurumlarla sadece mahkemelerde karşılaşılmamalı. İtiraz gerekçeleri önceden dinlenmeli, bilimin ışığında ortak bir yol bulunmalı. Şehir plancıları imar planlarını askıda görmemeli.”
İmar planlarındaki gecikmelerin Muğla’da kaçak yapılaşmayı teşvik ettiğini vurgulayan Ayaydın, özellikle depreme dayanıklılık konusundaki risklere dikkat çekti:
“Bu yapılarda ne zemin etüdü var ne de statik hesap. Kullanılan betonun, demirin kalitesi bile belli değil. Bu tablo beni korkutuyor.”
Ayaydın, “Ben yaptım oldu” mantığıyla değil, şeffaf, katılımcı ve bilimsel bir yöntemle hareket edeceklerini vurguladı.
Başkanlık döneminde STK’lerle diyalog kapılarını sürekli açık tutacağını ifade eden Ayaydın, “Yıllardır kimse bu odaların kapısını çalmamış. Ben bu kapıları açmakla kalmayacağım, hep açık tutacağım” dedi.
“Caretta carettanın yaşamı için kaygı duyan biriyle benim derdim olamaz. Ormanları, tarımı, su kaynaklarını korumak isteyen herkesle aynı taraftayım.”
Ayaydın, görev süresi boyunca düzenlenecek çalıştayların göstermelik değil, sonuç odaklı olacağının altını çizdi:
“Suyu, ormanı, toprağı koruyacağız. Bu cennet bölgenin tüm projelerinde STK’ler ve meslek odaları söz sahibi olacak.”
Aydın Ayaydın’ın mesajları, belediyeciliği sadece yönetim değil, birlikte üretim ve koruma anlayışıyla ele alacağının işareti. Özellikle imar planlaması, çevre koruması ve afet riski gibi konularda bilimsel yaklaşımla hareket edeceğini açıklayan Ayaydın, Muğla’da dönüştürücü ve kapsayıcı bir yönetim vaat ediyor.