Günümüzde birçok yatırımcı, birikimlerini değerlendirmek için kira geliri getiren mülk yatırımlarını tercih etmektedir. Çünkü bu mülkler, düzenli pasif gelir sağlaması açısından oldukça avantajlıdır. Ancak yatırımcıların kafasını en çok kurcalayan soru şudur: “Kira geliri için ev mi daha mantıklı, yoksa dükkan mı?” Bu yazımızda kira geliri sağlayan mülk türlerini, avantajlarını, dikkat edilmesi gerekenleri ve sık sorulan soruları detaylıca ele alıyoruz.
Kira geliri getiren mülk, satın alındıktan sonra kiraya verilerek düzenli gelir sağlayan taşınmazlardır. Bu mülkler genellikle şu kategorilere ayrılır:
Konut (ev, daire, villa)
Ticari mülk (dükkan, ofis, depo, mağaza)
Arsa ve tarla (özellikle kiralama yöntemiyle uzun vadeli gelir sağlamak için)
Turizm amaçlı kiralanan mülkler (airbnb tipi evler, yazlıklar)
Yatırımcı için asıl amaç, mülkün hem değer kazanması hem de aylık düzenli gelir getirmesidir.
Bu sorunun yanıtı, yatırımın yapıldığı lokasyona, hedef kitleye ve ekonomik şartlara göre değişir. Ancak genel bir kıyaslama yapmak gerekirse:
Daha kolay kiralanır. Konut ihtiyacı her zaman vardır.
Kira sözleşmeleri genellikle düzenlidir ve uzun sürelidir.
Daha az boş kalır. Talep süreklidir.
Vergi avantajları konutlarda ticari mülklere göre daha elverişlidir.
Kira getirisi genellikle daha yüksektir.
Kira süresi daha uzun olabilir. Bazı işletmeler yıllarca aynı yerde kalır.
Stopaj ödemesi kiracı tarafından yapılır.
İyi lokasyonda ise değer artışı çok daha hızlıdır.
Dükkanlar ekonomik krizlerde daha uzun süre boş kalabilir.
Kiracı bulmak evlere göre daha zordur.
Vergisel yükümlülükleri biraz daha fazladır.
Şehir merkezinde küçük daireler (1+1 – 2+1): Yatırım maliyeti düşük, kira getirisi dengelidir.
Yaya trafiği yüksek caddelerde dükkanlar: Yüksek kira getirisi sunar.
Üniversite çevresi daireler: Öğrenciler nedeniyle sürekli kira potansiyeli vardır.
Sanayi bölgelerinde depolar ve atölyeler: Özellikle KOBİ’lerin ilgisini çeker.
Airbnb tarzı kısa dönem kiralamaya uygun mülkler: Turistik bölgelerde gelir potansiyeli yüksektir.
Lokasyon: Her şeyden önemlidir. Merkezi bölgeler, hastane, okul, toplu taşıma yakınlığı gibi kriterler dikkate alınmalıdır.
Brüt-Net kira getirisi oranı: Aylık kira / toplam maliyet oranı %0,7’in üzerinde olmalıdır.
Yasal durumu: Tapu, imar, kat mülkiyeti gibi evraklar eksiksiz olmalı.
Kiracının profili: Kiracının ödeme gücü ve güvenilirliği araştırılmalı.
Aidat ve giderler: Gelirin önemli bir kısmını götürebilir, özellikle site içi konutlarda.
Evet. 2025 yılı için 33.000 TL’ye kadar kira gelirleri vergiden muaftır. Bu sınırın üstünde gelir elde ederseniz, Mart ayında beyanname vermeniz gerekir.
Ticari mülklerde stopajı kiracı öder ve bunu vergi dairesine bildirir. Yani bu, ev sahibinin değil kiracının yükümlülüğüdür.
Genellikle site içi 2+1 daireler, düzgün profilli kiracılara hitap ettiği için daha az sorun çıkarır. Dükkanlarda ise franchise markalara kiralama yapılırsa uzun süreli, risksiz gelir sağlanabilir.
Gayrimenkul, enflasyona karşı koruma sağlar. Kiralar genellikle yıllık TÜFE oranına göre güncellendiği için geliriniz değer kaybetmez.
Eğer düşük riskli, sürekli gelir arıyorsanız konut yatırımı, özellikle merkezi konumda küçük daireler ideal olabilir. Ancak yüksek kira geliri ve daha kısa sürede yatırımın geri dönüşünü hedefliyorsanız, doğru lokasyonda bir dükkan veya ticari mülk daha avantajlı olacaktır.
Unutmayın: Her yatırımda olduğu gibi kira geliri hedefli mülklerde de lokasyon, kira çarpanı ve kiracı profili yatırımın kaderini belirler.